Vergi suçlarının yargı süreçlerindeki görünümü, yalnızca adalet sistemine dair önemli veriler sunmakla kalmayıp aynı zamanda toplumsal uyum ve ekonomik sürdürülebilirlik için de kritik ipuçları sağlamaktadır. Bu çalışma, Türkiye’de 2014-2021 yılları arasında Vergi Usul Kanunu kapsamında açılan ceza davalarını inceleyerek, bu davaların dağılımlarını, mahkeme kararlarındaki eğilimleri ve mükelleflerin demografik ve uyruğa dayalı özelliklerine göre nasıl farklılık gösterdiğini analiz etmektedir. Bu bağlamda adli süreçlerin etkinliği ve iyileştirme gereklilikleri de değerlendirilmiştir. Bulgular, suçların büyük ölçüde 18 yaş üzeri erkek bireyler arasında yoğunlaştığını ve yabancı uyruklu bireylerin suç oranlarının artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca mahkeme kararlarındaki dalgalanmalar, yargı süreçlerinin tutarlılığında eksiklikler olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra çalışma kapsamında elde edilen bulgular, vergi suçları ve adli süreçlerin farklı bir perspektiften ele alınarak değerlendirilmesine olanak tanımakta ve bu alandaki analizlere katkı sunma potansiyeli taşımaktadır. Bu yönüyle çalışma, bilim insanlarına önemli ve özgün veriler sağlayarak, vergi suçları ile ilgili tartışmalara yeni bir bakış açısı kazandırabilir.
The appearance of tax crimes in judicial processes not only provides important data on the justice system, but also provides critical clues for social cohesion and economic sustainability. This study examines the criminal cases filed under the Tax Procedure Law in Turkey between 2014 and 2021, analyzing the distribution of these cases, trends in court decisions, and how they differ according to the demographic and nationality-based characteristics of taxpayers. In this context, the efficiency of judicial processes and the need for improvement are also assessed. The findings reveal that crimes are largely concentrated among male individuals over the age of 18 and that the crime rate of foreign nationals has increased. In addition, fluctuations in court decisions indicate that there are deficiencies in the consistency of judicial processes. In addition, the findings obtained within the scope of the study enable the evaluation of tax crimes and judicial processes from a different perspective and have the potential to contribute to the analysis in this field. In this respect, the study may provide important and original data to scholars and bring a new perspective to the discussions on tax crimes.