Vergilendirmeyi büyüme dostu haline getirmeye yönelik çalışmalar son dönemde artmıştır. Büyüme dostu vergilendirme kavramı, enflasyon dönemlerinde ücret gelirleri üzerindeki vergi yükünün, emlak vergilerine yönlendirilmesini ifade etmektedir. Yüksek enflasyon dönemlerinde bu iki tür vergiye yönelik zorlukların daha da artığı görülmektedir. Taşınmaz vergilendirmesinde emlak değerlerinin güncellenmesi en önemli sorunların başında gelmektedir. Özellikle düşük gelirli konut sahibi vatandaşlar bundan çok etkilenmektedir. Bu nedenle büyüme dostu vergilendirme, özellikle enflasyon dönemlerinde düşük gelirli vergi mükelleflerinin vergi yükünün azaltılmasıdır. Çünkü "Bracket Sıkışması" (Mali Sürüklenme), enflasyon nedeniyle nominal gelirleri artan vergi mükelleflerinin hem ücret hem de emlak vergilerinde daha yüksek vergi dilimlerine geçmesine neden olmaktadır. Bu çalışma, özellikle enflasyon nedeniyle gelir kaybı yaşayan düşük gelirli vergi mükellefleri üzerindeki vergi yükünün azaltılmasına yönelik mevcut uygulamaları ve olası çözümleri tartışmaktadır.
In recent years, efforts to make taxation growth-friendly have increased recently. The concept of growth-friendly taxation entails shifting the tax burden from labor income to property taxes, particularly during periods of high inflation. Challenges related to these two types of taxes have become even more pronounced during high inflation periods. Difficulties associated with property taxation include issues such as updating property values and addressing payment problems for low-income property owners. The goal is to reduce the tax burden on low-income taxpayers, especially during inflationary periods, because "Bracket Creep," caused by inflation-induced increases in nominal incomes, leads taxpayers to move into higher tax brackets for both labor and property taxes. This study discusses current practices and possible solutions for reducing the tax burden on low-income taxpayers during periods of high inflation.