Yapay zekâ teknolojisi vergi idarelerinde, risk tespitinden yasal analize kadar birçok alanda çeşitli görevler için kullanılmaktadır. Sürekli artan vergi beyannamesi hacmi ve işlenmesi gereken belgelerin varlığı karşısında, idarenin yapay zekâ, büyük veri ve blok zincir gibi güncel teknolojileri kullanarak dijital dönüşümü bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak yapay zekâ sistemlerinin vergi idarelerinde farklı şekillerde kullanımının sağladığı kolaylıkların yanı sıra ortaya çıkardığı bazı riskler de söz konusudur. Nitekim Hollanda çocuk bakım yardımı ve Avusturalya Robodebt olayı gibi örneklerde ortaya çıkan ayrımcılık ve temel hakların ihlali konuları vergi idareleri açısından otomasyonda sağlanan verimliliğinin mükellef hakları açısından aynı düzeyde gerçekleşmediğini kanıtlamaktadır. Bu ve benzeri örnekler, vergi idarelerinin kamusal gücü dolayısıyla sahip olduğu ayrıcalıklarının ve görevlerini yerine getirmek için kullandığı bilgi işlem teknolojisi araçlarının gizlilik içeren yapısı hakkında şüphe uyandırmakta ve idarelerin özellikle algoritmaya dayalı teknolojilerin kullanımında nasıl bir sistematik izlediği, bu süreçlerde mükellef haklarının korunmasına ilişkin önlemlerin ne aşamada olduğu sorusunu gündeme getirmektedir. Çalışma bu sorunun yanıtını AB mevzuatı bağlamında inceleyerek, Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ve Avrupa Yapay Zekâ Yasası (ArtificiaI Intelligence Act-AI Act) olmak üzere iki ilgili AB düzenlemesini ele almakta ve vergi mükellefleri için daha fazla netlik ve koruma ihtiyacını vurgulamaktadır.
Artificial intelligence technology is used in tax administrations for various tasks in many areas from risk detection to legal analysis. In the face of the ever-increasing volume of tax returns and the presence of documents that need to be processed, the digital transformation of the administration using current technologies such as artificial intelligence, big data and blockchain has become a necessity. However, the use of artificial intelligence systems in different ways in tax administrations not only provides convenience but also poses certain risks. Indeed, the issues of discrimination and violation of fundamental rights that arise in cases such as the Dutch childcare allowance and the Australian Robodebt case prove that the efficiency achieved in automation for tax administrations is not realised at the same level in terms of taxpayer rights. These and similar examples raise doubts about the privileges that tax administrations enjoy due to their public power and the confidential nature of the IT tools they use to fulfil their duties, and raise the question of what kind of a systematic approach the administrations follow, especially in the use of algorithm-based technologies, and at what stage the measures for the protection of taxpayer rights are in these processes. The paper examines the answer to this question in the context of EU legislation, addressing two relevant EU regulations, the General Data Protection Regulation (GDPR) and the European Artificial Intelligence Act (AI Act), and emphasises the need for greater clarity and protection for taxpayers.