Çalışmada, vergilendirme hususundaki başat anayasal prensiplerden olan vergilerin kanuniliği ilkesi temelinde, Anayasaca öngörülen ve sınırları kanun marifetiyle tespit edilerek Cumhurbaşkanı’na özgülenen düzenleme yetkisinin kapsam ve ölçüsünün meşruluğu değerlendirilmiştir. Yüksek yargı organları kararlarının irdelendiği ve literatür taramasının yapıldığı bu çalışmada, hem kanunla belirlenen yetkinin sınırlarının tayininde hem de Cumhurbaşkanı’na tanınan bu yetkilerin icrasında, esas olanın 7338 sayılı Kanun’da da geçen “sıfıra kadar indirebilme” ibaresinde olduğu gibi, pratikte, yürütme organına, yasa koyucu hüviyeti kazandıracak nitelikte yetkilerin tanınmaması olduğu kanaatine varılmıştır. Böylece yüksek yargı organları kararları açısından da ikilik oluşturan mevcut durumların bertaraf edilmesinin yanında olası uyuşmazlıklarında da önüne geçilmiş olacağı düşünülmektedir.
In the study, on the basis of the principle of legality of taxes, the legitimacy of the content and scope of the regulatory authority granted to the President by being limited by the law, which is one of the main constitutional principles in taxation, has been evaluated. The study examines the decisions of the supreme judicial bodies and reviews the literature. In conclusion, both in the determination of the limits of the authority determined by the law and in the use of these powers granted to the President, the essential thing is not to recognize the powers that will give the executive body the title of the legislator in practice, as in the expression of "reducing it to zero" in Law No. 7338. Thus, it is thought that the current situations that create duality in terms of the decisions of the higher judicial organs will be eliminated, as well as possible conflicts will be prevented.